Tedavi edilmeyen depresyon ve kaygı yeme bozukluğuna yol açabilir

Yeme bozukluğunun ruhsal açıdan da kıymetlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Medical Park Tokat Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Meral Oran Demir, “Tedavi edilmeyen depresyon ve tasa yeme bozukluğunu; yeme bozukluğu da bu hastalıkların belirtilerini arttırarak kısır bir döngü oluşturmaktadır. Yani psikiyatrik bir kıymetlendirme olmaksızın başta obezite olmak üzere yeme davranışı ile ilgili bir sorun çözülememektedir. Bu nedenle yeme ile alakalı her türlü hastalıkta psikiyatrik kıymetlendirme hem hastalıkların tedavisinde koşuldur hem de kilo düzenleme sürecinde takviye manasında çok gereklidir” dedi.

 

Medical Park Tokat Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Meral Oran Demir, yeme bozuklukları hakkında açıklamalarda bulundu.

Yemek doğal bir ödül olduğunu ve insanın hayatta kalması için yemek yemesinin zarurî olduğuna değinen Uzm. Dr. Demir, “Fakat son yıllarda yemek yeme davranışı hayatta kalmaktan çok, zevk veren bir aktivite olarak algılanmaktadır. Yemeğin doğal bir ödül olması ve beyindeki haz alma sistemlerini uyarması, daha fazla yememize ve daha lezzetli yemekler aramamıza yol açtı. Yemek üretim ve pazarlama bölümleri de bu arayışımıza yanıt verdi. Yıllar öncesine nazaran daha çok besin yiyor ve daha yapay yiyecekler tüketiyoruz. Bu durum hem yeme bozukluklarının ortaya çıkmasına hem de obezite üzere önemli sıhhat meselelerinin ortaya çıkmasına sebep oldu. Duygusal yeme yani karnımız aç değilken yeme hepimizin vazgeçilmez bir alışkanlığı haline geldi” diye konuştu.

 

YEME BOZUKLUĞU DAVRANIŞLARI

Yeme bozukluklarının çeşitlerinden bahseden Uzm. Dr. Demir, şu bilgileri paylaştı:

“Yeme bozuklukları klasik psikiyatri teşhis sistemlerinde anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğudur. Bu teşhislerin yanı sıra çağımızın en büyük sıhhat problemlerinden biri olan obezitenin ruhsal tarafı üzerinde çok kıymetli deliller vardır. Ayrıyeten teşhis sistemlerinde şimdi yer almasa da ortoreksiya nervoza (sağlıklı yemek takıntısı), aerobik nevroza (aşırı ve takıntılı bir halde idman yapmak), yeme bağımlılığı, gece yeme bozukluğu da yemek yeme davranışı ile ilgili karşılaşılan durumlardır.”

 

OBEZİTE OLAN BİREYLERDE DUYGUSAL YEME BOZUKLUĞU GÖRÜLEBİLİR

Yeme bozukluklarında bilhassa de obezite kelam konusu olunca, hastalığın psikiyatrik istikametinin birçok vakit göz gerisi edildiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Demir, “Obezite teşhis kriterlerini karşılayan şahısların çabucak hepsinde duygusal yeme olduğu görülmektedir. Yemek yemenin verdiği haz ile olumsuz hislerden kurtulmaya çalışmak, sıhhatsiz baş etmelerin başında gelir. Bu şahısların psikiyatrik muayeneleri yapıldığında psikiyatrik bir eş teşhis var ise kilo vermeleri yahut diyet programına uymaları daha da zorlaşmaktadır. Ayrıyeten yapılan çok sıkı diyetler sırasında da psikiyatrik şikâyetler, moral bozukluğu, hayattan zevk alamama, korku üzere belirtiler ortaya çıkmaktadır” formunda konuştu.

 

PSİKİYATRİK KIYMETLENDİRME ŞART 

Yeme bozukluğunun ruhsal açıdan da kıymetlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Demir, “Tedavi edilmeyen depresyon ve tasa yeme bozukluğunu; yeme bozukluğu da bu hastalıkların belirtilerini arttırarak kısır bir döngü oluşturmaktadır. Yani psikiyatrik bir kıymetlendirme olmaksızın başta obezite olmak üzere yeme davranışı ile ilgili bir sorun çözülememektedir. Bu nedenle yeme ile alakalı her türlü hastalıkta psikiyatrik kıymetlendirme hem hastalıkların tedavisinde koşuldur hem de kilo düzenleme sürecinde dayanak manasında çok gereklidir. En son akla gelse de psikiyatri yeme davranışı ve ilgili tüm bozukluklarla ilgilenir ve tedavi sürecine takviye sağlar” diyerek kelamlarını noktaladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı