Yolda, trafikte ya da araçta bir sorun yokken oluşan bir çok kazanın yol hipnozu tesiri ile gerçekleştiğini söyleyen uzmanlar, yol hipnozunun bilhassa uzun gece seyahatlerinde görüldüğü konusunda uyarıyor. Şoförün gözlerinin açık ve yola baktığını belirten Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, fakat şuurlu zihnin, sürüşten büsbütün farklı bir hususa odaklandığına dikkat çekiyor. Yol hipnozunun tedavi edilmesi gereken bir durum olmadığını lisana getiren Öztekin, şoförlerin yol hipnozuna girmemesi için tedbir almalarını öneriyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, bilhassa uzun yol kazalarının büyük bir kısmına neden olan yol hipnozu hakkında bilgi verdi.

Herkes farkına varmadan birçok sefer hipnoz yaşar

Hipnotik tesir altına girmenin, doğuştan her beşerde var olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, “Her insanın hayatı boyunca tekraren ve ekseriyetle de farkına varmadan yaşadığı bir süreçtir. Bu nedenle ‘ben hiç bir vakit hipnoza girmem’ tezinde bulunanların bu savı yanlış ve anlamsız bir tezdir.” dedi.

Sadece şoför değil, yolcular da hipnoza girebilir

Yol hipnozunun ekseriyetle araç şoförleri üzerinden tanımlandığını tabir eden Öztekin, “Ancak bu, araçtaki yolcunun hipnoza girmeyeceği manasına gelmez. Şoförün yanında oturan kişi de yol hipnozu yaşayabilir ya da otobüste cam kenarında oturan bir yolcu da camdan dışarı bakarken yol hipnozu yaşayabilir. Alışılmış ki şoförün yol hipnozu yaşaması, bir çok kazanın nedeni olduğu için yolcuya nazaran çok daha kıymetli. Bilhassa duran araçlara yüksek suratlarla çarpılmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi yol hipnozudur. Ansızın karşıma çıktı, görmedim üzere telaffuzlar aslında yol hipnozu sebebiyledir.” biçiminde konuştu.

Gözler açık ancak zihin kapalıdır

Yol hipnozunda şoförün hipnoza girdiğinin farkında olmadığının altını çizen Öztekin, “Araştırmalar, şoför yola çıktıktan yaklaşık 2,5 saat sonra hipnozun başladığını gösteriyor. Şoförün gözleri açıktır, yola bakar. Beyin bir taraftan yaptığı işi otomatik olarak gerçekleştirmeye devam eder, yani görsel uyaranları algılayıp yanlışsız aksiyonları yapar. Öbür taraftan hipnotik tesir ile şuurlu zihin, sürüşten büsbütün farklı bir mevzuya odaklanır. Şoför transa girdiği için araç kullanımına devam etse bile yol farkındalığı yok denecek kadar azalır ve yola karşı bir duyarsızlık başlar. Hipnotik tesir ile gözler açık, zihin kapalı durumu oluşur. Kişi bu süreci hatırlamaz. Bu süreçte kişi muhakeme ve hafıza kaybı da yaşayabilir. Bu durum ‘gözü açıkken uyumak’ halinde de tanımlanır.” açıklamasını yaptı.

Birçok kazanın sebebi yol hipnozu

Sebebi açıklanmakta  zorlanılan yani, yolda, trafikte ya da araçta bir sorun yokken oluşan bir çok kazanın yol hipnozu tesiri ile gerçekleştiğinin düşünüldüğünü belirten Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, “Bu nedenle şoför hem kendisini hem de öteki araç ve insanları tehlikeye atarak ölümlü kazalara sebep olabilmektedir. Uzun seyahatlerde ve gece seyahatlerinde daha sık görülür. Uzun yolların benzeri yapıları, sürücüyü gözleri açık bir trans durumuna sokar. Otomatik vitesli araç şoförleri bu durumu daha çok yaşayabilir.” dedi.

Yol hipnozunun tedavi edilmesi gereken bir durum değil, koşullar oluştuğunda her insanın yaşayabileceği bir süreç olduğuna vurgu yapan Öztekin, bilhassa uzun seyahatlere çıkacak şoförlerin yol hipnozuna girmemesi için alabilecekleri tedbirleri sıralayarak kelamlarını şöyle tamamladı:

– Yorgun ve uykusuzken yola çıkmamalı. Dinlenmiş olarak ve en az 5 saat uyuduktan sonra yola çıkılmalı

– Aracın iç sıcaklığı denetim edilmeli ve daima havalandırmalı

– Bol sıvı alınmalı

– Mümkünse sürüş esnasında sakız çiğnenmeli

– Tıpkı ritimde müzik dinlenmemeli

– 2 saatte bir çay ve kahve molası verilmeli

– Araçta yolcu varsa, dikkatini dağıtmadan şoför ile farklı hususlarda sohbet etmeli

– Seyir halindeyken daima aşikâr bir noktaya bakılmamalı.  Örneğin yol çizgilerine odaklanılmamalı, yol işaretlerine, trafik levhalarına, yol kenarındaki ağaçlar üzere farklı uyaranlara bakılmalı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı