ÇEVKO Vakfı’nın Global Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle düzenlediği “ÇEVKO Vakfı COP28 Sonrası İklim Elçisi Gençlerle Buluşuyor” başlıklı çevrimiçi söyleşide üniversitelerin iklim elçileri bir ortaya geldi. Hacettepe Üniversitesi’nden Elif Ayhan, Antalya Bilim Üniversitesi’den Büşra Gül İnal, Türk Alman Üniversitesi’nden Ege Büyük, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Sevda Has, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Tarık Deveci, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi’nden Tuğba Cengiz ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden Yusuf Dursun Durmuş’un katıldığı söyleşide ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer ve Global Isınma Kurultayı Komitesi Lideri Celal Toprak da yer aldı.

ÇEVKO Vakfı Söyleşileri’nde bu ay kürsüde gençler vardı. “COP 28 Sonrası İklim Elçisi Gençlerle Buluşuyor” başlıklı 2024’ün birinci buluşmasında, kendi üniversitelerinde iklim krizi konusunda uyum yürüten iklim elçileri, seslerini duyurmak ve görüş alışverişinde bulunmak üzere ÇEVKO Vakfı’yla bir ortaya geldi. Global Isınma Kurultayı Komitesi Lideri Celal Toprak’ın moderasyonunda başlayan söyleşide birinci kelamı ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer aldı. 

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer: “İklim değişikliğinden en çok etkilenecek gençler olduğu için, seslerinin duyulması çok önemli!”

Yılın birinci söyleşisini iklim elçileriyle yapmaktan memnuniyet ve heyecan duyduklarını belirten İmer “Bir bakıma Paris iklim Anlaşması’nın izlenmesi için her yıl toplanan Birleşmiş Milletler Taraflar Konferansları’na devletler, belediyeler, STK’lar üzere pek çok farklı aktörün, kurum ve kişinin yanında gençler de katılıyor. İklim krizinden uzun vadede en çok etkilenecek kesim gençler olduğu için, gençlerin fikir ve hareket üsluplarını anlamak; ihtar, görüş ve tekliflerinin, yani seslerinin duyulmasını istiyoruz” biçiminde konuştu. İmer, iklim elçilerinin sırf bulundukları üniversitedeki öğrencileri değil, ülkemizin gençlerini temsil ettiğinin altını çizdi.

Hacettepe Üniversitesi İklim Elçisi ve İklim Elçileri Platformu Koordinatörü Elif Ayhan: “COP28 iştirakimiz sayesinde yaptığımız çalışmaları karar vericilere ulaştırdık”

İklim Elçileri Koordinatörlüğü vazifesini de üstlenen Hacettepe Üniversitesi İklim Elçisi Elif Ayhan, birbirinden değerli 200 öğrenciyi bu kapsamda bir ortaya getirdiklerini belirtti. 2021 yılından bu yana hem üniversite öğrencileri ortasında hem de kamuoyunda iklim değişikliği konusunda farkındalık yaratmaya çalıştıklarını, bu çalışmaları çeşitli etkinlikler ve öğrenci kulüpleri üzerinden yürüttüklerini söyledi. Ayhan, Taraflar Konferansı’na iştiraklerinin en değerli eğitim süreci olduğununun, COP27 ve COP28 iştiraki sayesinde yaptıkları bildiri, çalışma ve dokümanları karar vericilere ulaştırabildiklerinin altını çizdi. “İklim kriziyle çabada kurumların dayanağı çok değerli. Farklı kültürlere sahip, multidisipliner bir grubuz. İklim değişikliği farkındalığı ve gezegenimizin geleceğiyle ilgili desteklenmeye devam edilmemiz en büyük temennimiz” dedikten sonra bu dayanağın yalnızca kamu yöneticilerinden değil, kamuoyundan da gelmesi gerektiğini vurguladı. 

Antalya Bilim Üniversitesi İklim Elçisi Büşra Gül İnal: “Çocukların formal ve informal etkinliklerle eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum. İklim değişikliği konusunun müfredatlara eklenmesi gerektiğini savunuyorum”

Antalya Bilim Üniversitesi İklim Elçisi Büşra Gül İnal ise iklim değişikliğinden etkilenen çocuklar ve bayanların durumu üzerinde durdu. İnal, “Yerel iklim değişikliği aksiyon planlarında, belediyelerde ve merkezi idarelerde çocuklarla ilgili çalışmaların çoğalması gerektiğini düşünüyorum. Besin ve güç üzere kesimlerde yaşanacak değişikliklerden en çok etkilenenler çocuklar. Çocukların formal ve informal etkinliklerle eğitilmesi gerektiğini düşünüyor, iklim değişikliği konusunun müfredatlara eklenmesi gerektiğini savunuyorum” biçiminde konuştu. 

Türk Alman Üniversitesi İklim Elçisi Ege Büyük: “Geri dönüşüm konusunda ufacık bir efor bile büyük fotoğrafta katkı sağlıyor”

Türk Alman Üniversitesi İklim Elçisi Ege Büyük, iklim elçiliği programının en kıymetli tarafı, iklim değişikliğiyle uğraş etmek isteyen öğrencilere yol gösterilmesi ve bu sayede insanlığın geleceğinde kelam sahibi olmalarının sağlanması olduğunu belirtti. Büyük “Geri dönüşüm konusunda ufacık bir uğraş bile büyük fotoğrafta katkı sağlıyor. Karar mercilerinde olsam plastik kullanımına karbon vergisi koyardım. Etraf ziyanlarının ekonomik kayba dönüşmesi iklim krizinin gerçek tahlili. İki eserden biri etrafa daha az ziyan veriyorsa, tüketicilerin oraya yönlendirilmesi gerekiyor” dedi.

Ege Büyük “Şirket davranışlarının değişmesiyle döngüsel iktisada geçiş olacak. Şirketler kar maksadı olan kurumlar olduğu için, tüketici talebiyle bu geçiş sağlanacak” halinde kelamlarını sürdürdü.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İklim Elçisi Sevda Has: “İklim değişikliği çabası bir tercih değil, mecburiyet”

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İklim Elçisi Sevda Has, programın geliştirdikleri projeleri yanlışsız kanallara ulaştırma fırsatını verdiğini belirterek kelamlarına başladı. Has “Görevli olduğumuz kulüp ve topluluklar aracılığıyla şuur geliştirmeye çalışıyoruz. Ferdi taleplerimiz ve gereksinimlerimiz geleceğimizi belirliyor. Karbon ayak izini azaltacak şeyler talep ettiğimizde daha düzgün bir geleceğe sahip olacağız.  Yetkililerden istediğim atık idaresinin hakikat bir formda sağlanması. Atıkların çok az ölçüsü denetim altında. Geri dönüşüm, atık kutuları konuyor lakin hangisine ne atılacak beşerler da bilmiyor” dedi. Sevda Has, iklim değişikliği gayretinin bir tercih değil mecburiyet olduğunu söyledi ve iklim değişikliği kaynaklı göçlerin yaşanmaya başladığının altını çizdi.

Bahçeşehir Üniversitesi İklim Elçisi Tarık Deveci: “Atık idaresi ve sıfır atık konusunda toplumu bilinçlendirmek kilit bir rol oynayacak”

Bahçeşehir Üniversitesi İklim Elçisi Tarık Deveci ise iklim elçiliğinin en değerli yararının 200’ü aşkın öğrencinin iklim krizi sıkıntısının tahlili için dayanışma içinde çalışarak, seslerini duyurup projelerine takviye bulmak olduğunu belirtti. Deveci “Program kadro olarak çalışma hünerimi çok geliştirdi. COP 28 bildirimizi hazırlarken yaptığımız ekip çalışması bana çok şey kattı. İklim krizi konusunda tasa duyan benim üzere çok insanın olduğunu öğrenmek de çok şey kattı. Atık idaresi ve sıfır atık konusunda toplumu bilinçlendirmek kilit bir rol oynayacak. Fosil yakıtların kaldırılması konusunda net bir telaffuz olmaması kaygı verici. İklim değişikliği çok değerli bir sorun. Bu bahiste kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz” biçiminde konuştu.

Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi İklim Elçisi Tuğba Cengiz: “Ağaçlandırma ve ormanların korunması konusunda yetersiz kalınıyor”

Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi İklim Elçisi Tuğba Cengiz, ağaçlandırma ve ormanların korunması konusunda yetersiz kalındığını düşündüğünü belirterek kelamlarına başladı. Atık idaresi konusuna da vurgu yapan Cengiz “atık idaresi konusunda üniversitelerdeki yemekhanelerde atık yemeklerin ve plastik eserlerin ayrıştırılmasına yönelik tedbirlerin alınabileceğini düşünüyorum. Bunun yanı sıra farkındalık çalışmalarının artması, müfredatlara iklim değişikliği konusunun daha aktif eklenmesi yoluyla çocukların ve gençlerin daha fazla ses çıkarabileceğini düşünüyorum. Sürdürülebilir tarım ve beslenme konusunda ise sürdürülebilir tarım metotlarına teşviki artırarak besin üretimindeki çevresel tesirleri azaltabilir ve böylece istikrarlı ve sürdürülebilir bir beslenme alışkanlığını benimseyebiliriz.” halinde konuşmasını tamamladı.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İklim Elçisi Yusuf Dursun Durmuş: “Bu işin yüzde 80’i farkındalık. Hususun ne kadar farkındaysanız o kadar tedbir alabilirsiniz”

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İklim Elçisi Yusuf Dursun Durmuş, iklim elçisi olarak çalışmanın en büyük avantajının, iklim değişikliği konusunda kaygılanan başka beşerlerle birlikte çalışma fırsatı olduğunu belirtti. Durmuş “İklim değişikliği 80’lerden beri husus olan bir başlıkken bir yerden sonra iklim krizine dönüştü. Lakin insanların bunu bir kriz üzere görmediğini görüyoruz. Bu hususların diplomatik, bilimsel ve siyasi manada konuşulduğu bir toplantıya katılma fırsatı oldu bu takımın. Karar sistemlerinde rol oynamış olmak çok kıymetli. Bu işin yüzde 80’i farkındalık. Hususun ne kadar farkındaysanız o kadar tedbir alabilirsiniz. Tesirler yaşandıkça tedbir alınıyor. Döngüsel iktisadın temelinde atık idaresi bulunuyor. Bu bahiste şuur seviyesinin yükselmesi lazım” formunda görüş bildirdi. 

ÇEVKO Vakfı’ndan Gençlere Takviye Mesajı

Toplantının sonunda tekrar kelam alan ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer “İklim elçisi gençlerin gerçekçi yaklaşım ve tahlil tekliflerinden çok keyifli oldum. Kendilerini kutluyorum. Bilhassa döngüsel iktisat konusunda söylediklerine katılıyorum. İklim krizine tahlil olarak ortaya çıkan döngüsel iktisadın ideolojisinde insanın iş yapma biçiminde değişiklik, kaynak israfının önlenmesi, daha uzun ömürlü, güçlü eserler, paylaşım iktisadına geçiş var. Bilimin öncülüğünde mevcut kısıtları ve çerçeveleri aşmak, değiştirmek mümkün. Ancak vakit süratle geçiyor. Halbuki Dünya iklim krizi ile çabada yavaş ilerliyor, Türkiye daha da yavaş gidiyor. Bu mevzuda şuurlu gençlerin dinamizmi, öncülüğü ve birlikte hareket etmeleri ile hızlanacağımızı düşünüyoruz. ÇEVKO Vakfı olarak, gençlerimizin temsilcisi iklim elçilerini desteklemeye hazırız.” diyerek söyleşiyi sonlandırdı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı