Evvelden, yeni bir aracın bayiden çıkar çıkmaz kıymetinin yüzde 10’unu, bir yıl sonra ise yaklaşık yüzde 40’ını kaybettiği düşünülürdu. Geçerliliğini bugun de büyük oranda koruyan bu cümle, bir şoför ile seçtikleri araba üreticisi ortasında evvelce nasıl bir alım satım süreci olduğunu aslında oldukça besbelli bir halde açıklıyor. Garantiler ve servis muahedeleri haricinde, evvelce bir üreticinin sorumlulukları, yeni araç sahibi direksiyonun gerisine geçip kontağı çevirdiği anda sona eriyordu. Amortismana tabi bir varlık ve onunla birlikte gelen tüm sorumluluklar, ki buna artık muhtaçlık kalmadığında aracın ne yapılacağı da dahil, mal sahibinin üzerine kalıyordu. 

 

Amazon Web Services (AWS) Türkiye Ülke Müdürü Burak Aydın, gelecekteki araç tecrübelerinin, itibar ve statü üzere maddi olmayan ögelerden, geri kazanılmış materyaller ve geri dönüştürülmüş bileşenler üzere somut öğelere evrileceğini belirtiyor. Gelecekteki araba ekosistemi, maliyet verimliliğini artırmak ve çevresel etkiyi optimize etmek için buluttan faydalanarak daha hassas, sürdürülebilir ve yenilikçi olacak. 

 

Mevzuatlar ve kaynak sorunu, araba iş modellerini değiştiriyor

 

Türkiye’de otomotiv satış sonrası bölümü önümüzdeki birkaç yıl içinde değerli değişikliklere hazırlanıyor. Bu değişim, elektrikli araçlara olan talebin artmasından ve bölgede sürdürülebilir uygulamalara duyulan muhtaçlıktan kaynaklanıyor. TOGG’un (Türkiye’nin Arabası Teşebbüs Grubu) elektrikli aracının yaygınlaşması ve şarj istasyonlarının artmasıyla birlikte Türkiye’deki elektrikli araç sayısı da artıyor. Temmuz sonu prestijiyle Türkiye’deki elektrikli araç sayısı, 2022 yıl sonu ile kıyaslandığında birinci altı ayda yüzde 88,8 artış göstererek 27.476 araca yükseldi.[1] 

 

Otomobil markaları, batarya üreticilerinin bataryaları atmasını zarurî kılan, çöp depolama alanı atıklarını sınırlayan ve geri dönüştürülmüş içeriklerin en az olmasını gerektiren AB mevzuatı nedeniyle yasal zorlukların yanı sıra kaynak zorluklarıyla da karşı karşıya. Lityum, kobalt, nikel ve manganez üzere temel unsurların global kıtlığı, üreticilerin maliyetleri yönetmek ve finansal riskleri azaltmak için KONUT (elektrikli araç) pillerini yine kullanılabilir hale getirmelerini gerektiriyor. Her iki zorluk da birebir tahlile işaret ediyor: Araba üreticilerinin araçlarına ve bataryalarına ne olduğunu takip etmeleri, hakikat vakit geldiğinde bu bataryaları geri almaları ve bileşenlerini mümkün olduğunca uzun mühlet kullanımda tutmaları gerekiyor. 

 

Türkiye’de elektrikli araç pazarının büyüme trendine girmesiyle birlikte ülkenin birinci batarya fabrikasının temeli Bursa’nın Gemlik ilçesinde atıldı. Fabrikanın ulusal gelire on yılda 30 milyar Euro katkı sağlaması bekleniyor. TOGG konsorsiyomu, gerekli adımları atarak 2025 yılında TOGG elektrikli araçlarını ihraç etmeye başlamayı hedefliyor.[2]

 

Sürücüler ve araba markaları ortasında yeni bir çeşit ilişki

 

Bölgede araçların elektrifikasyonu ivme kazanmaya devam ederken, araba markalarının rolü de gelişiyor. Şirketler, kesintisiz bir müşteri tecrübesi sağlamaya, hizmetlerini dijital platformlarla entegre etmeye ve bulut tabanlı teknolojilerden yararlanmaya giderek daha fazla odaklanıyor. 

 

Bir MESKEN bataryasının bulut temaslı, döngüsel seyahati birinci üretildiği gigafabrikada başlıyor (gigafabrikalar, isimlerini tedarik ettikleri gigawatt’lık batarya kapasitesinden alıyor). Bataryalar buluta bağlı bir gigafabrikadan çıktıklarında, üretim şartlarını ve kullanılan ham hususları içeren bir izlenebilirlik evrakları de bulunuyor. Bu doküman, batarya ile bağlantılı kalabilen ve buluta bağlı araçlarda yerleşik bulunan teknoloji ile bataryanın nasıl şarj edildiği ve boşaldığı hakkında daha fazla bilgi toplayan bir çeşit dijital pasaport. AWS IoT TwinMaker üzere tahliller, bu gerçek vakitli bilgileri kullanarak her bataryanın dijital ikizini, yani bataryanın ve bileşenlerinin durumunu gösteren sanal bir temsilini oluşturabilir, bataryanın ne vakit arızalanmaya başlayacağını varsayım edebilir ve arızalanmasından hangi hücrelerin sorumlu olacağını belirleyebilir. 

 

Otomotiv bölümünün gelişmesi, araba markalarına müşterilerine bedelin ne olduğunu yine tanımlamaları için altın bir fırsat sunuyor. Bu markalar, proaktif iştiraki benimseyerek ve aracın uzun ömürlülüğüne öncelik vererek, bir araca sahip olma tecrübesini, performansın düşmesi ve bakım maliyetlerinin artmasıyla üzerine gölge düşen bir tecrübeden, ihtimamlı dayanak ve daima memnuniyet ile ilişkilendirilen bir tecrübeye dönüştürebilir. 

 

Daha kontaklı, müşteri merkezli ve kıymet odaklı bir bölüme giden yol

 

Sektör, marka vaatlerini yerine getirmek için sadece bayiliklere güvenmekten uzaklaştıkça, otomotiv dalı için daha irtibatlı, müşteri merkezli ve paha odaklı bir geleceğe giden yeni bir yol ortaya çıkıyor. Bugün otomotiv üreticileri (OEM’ler) portföylerini sadece sundukları donanım ve spesifikasyonlarla değil, sağladıkları yenilikçi, yazılım odaklı irtibat özellikleriyle de farklılaştırıyor. Otomotiv şirketleri, ilişkili araçlar ve araç bilgilerini toplayabilme (telemetri) üzere teknolojilerle daha ileri düzey özellikler geliştiriyor ve sunuyor. Bunlar ortasında, araç özelliklerini (örneğin otonom sürüş), akıllı haritalama ve pozisyon hizmetlerini (akıllı park etme, trafik tahmini) ve aracın bölge sonu belirleme yani geofencing (aile üyelerinin yerini belirlenmesi) yeteneğini aracın ömrü boyunca geliştirebilen yazılım tarifli araçlar (SDV) ve kablosuz (OTA) güncellemeler yer alıyor. İlişkili Araç platformlarının, araç telemetrisini toplama ve buluta gönderme sürecini mümkün kılıp kolaylaştırması sayesinde, AWS servisleri alınan bilgileri toplayabiliyor, tahlil edebiliyor ve sonuçlara nazaran hareket edebiliyor; böylelikle AWS, temel altyapının ölçeklenebilirliğini, esnekliğini ve güvenliğini sağlama sorumluluğunun yükünü otomotiv markalarının üzerinden alabiliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı